83- MUTAFFİFİN SURESİNİN KISA TEFSİRİ

MUTAFFİFİN SURESİNİN ANLAMI



"En bağışlayıcı ve en merhametli olan Allah'ın adıyla,"

Ayet: 1-6
İnsanlardan bir şeyi alırken ölçüyü tam uygulayan; ama onlara bir şey verirken ölçüde ve tartıda eksiklik yapan hak hırsızlarına (ahirette) yazık olacaktır. Çünkü onlar o büyük gün (yani kıyamet günü) diriltileceklerini düşünmezler. Doğrusu kıyamet günü insanlar (hesaba çekilmek için) tüm varlıkların Rabb'i olan Allah'ın huzurunda duracaktır.
Ayet: 7-17
Ama (ahirette) günahta ısrar eden kimselerin yaptıklarını yazan kitaplar (amel defterleri) Siccin'de olacaktır. Peki, Siccin nedir bilir misin? Siccin günahkarların yaptığı her şeyin, noktasına kadar ayrıntısıyla yazıldığı sicil kaydıdır. Sonuçta işte o gün gerçekleri / İslam'ı / doğruluğu yalanlayan kimselere yazık olacaktır. Çünkü onlar ilahi adalet gününü yalanlıyorlar. Doğrusu saldırgan ve günahkar olan kimselerden başkası o günü yalanlayamaz. Putperest / müşrik Araplardan bazıları, bildirdiğimiz gerçekler onlara okunup aktarıldığında: "Eskilerin masalları" dediler. Doğrusu onların kalpleri / vicdanları -işledikleri günahlar yüzünden- kirlenmiştir. Ama (kalbi / vicdanı kirli olan kimseler ahirette cezaya uğrayacaktır.) Sonuçta işte o gün / kıyamet günü onlar Rabb'lerinden (yani Onun lütfundan) uzak olacaktır ve cehennem ateşine girecektir. Sonra da onlara: "İşte bu, sizin yalanlayıp inkar ettiğiniz cezadır." denilecektir.
Ayet: 18-21
Diğer taraftan, iyi insanların yaptıklarını yazan kitaplar (amel defterleri) ise İlliyun'da olacaktır. Peki, İlliyun nedir bilir misin? İlliyun iyilik edenlerin yaptığı her şeyin noktasına kadar ayrıntısıyla yazıldığı sicil kaydıdır. Allah'ın huzuruna yaklaşma izni olan kullar da o sicil kaydına tanıklık ederler.
Ayet: 22-28
Sonuçta (ahirette) iyi insanlar (cennet) nimetlerinin içinde yaşayacaktır ve (karşılıklı) koltuklara oturup cenneti seyredecektir. Onlar yüzlerindeki nimet parıltısından tanınacaktır. Onlara kişiye özel kaplardan güzel kokulu cennet içecekleri içirilecektir. Öyleyse imrenecekler cennetteki nimetlere imrensin. Ayrıca o içeceklere Allah'ın huzuruna yaklaşma izni olan kulların içtiği Tesnim pınarından da katılacaktır.
Ayet: 29-36
Putperest / müşrik Araplardan günahta ısrar eden suçlular İslam'a inananlara gülüyorlardı. Onlar İslam'a inananlarla karşılaştıklarında (onları alaya alıp) kaş göz işareti yapıyorlardı ve kendi ortamlarına döndüklerinde de eğlenmelerini sürdürüyorlardı. Onlar İslam'a inananları gördüklerinde: "Bunlar doğru yoldan saptılar." diyorlardı. Onlar İslam'a inananların bekçisi değildi; (ama sanki bir bekçi gibi davranıyorlardı.) O gün / kıyamet günü ise İslam'a inananlar onlara gülecektir ve (karşılıklı) koltuklara oturup cenneti seyredecektir. Sonuçta (ahirette) İslam'ı ısrarla inkar eden kafirler yaptıkları kötülüklerin cezasını bulacaktır.

سورة المطـفـفين

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

وَيْلٌ لِلْمُطَفِّفٖينَۙ ﴿1﴾ اَلَّذٖينَ اِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَؗ ﴿2﴾ وَاِذَا كَالُوهُمْ اَوْ وَزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَؕ ﴿3﴾ اَلَا يَظُنُّ اُولٰٓئِكَ اَنَّهُمْ مَبْعُوثُونَۙ ﴿4﴾ لِيَوْمٍ عَظٖيمٍۙ ﴿5﴾ يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمٖينَؕ ﴿6﴾ كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَفٖي سِجّٖينٍؕ ﴿7﴾ وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سِجّٖينٌؕ ﴿8﴾ كِتَابٌ مَرْقُومٌؕ ﴿9﴾ وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّبٖينَۙ ﴿10﴾ اَلَّذٖينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوْمِ الدّٖينِؕ ﴿11﴾ وَمَا يُكَذِّبُ بِهٖٓ اِلَّا كُلُّ مُعْتَدٍ اَثٖيمٍۙ ﴿12﴾ اِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا قَالَ اَسَاطٖيرُ الْاَوَّلٖينَؕ ﴿13﴾ كَلَّا بَلْ ࣝ رَانَ عَلٰى قُلُوبِهِمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ ﴿14﴾ كَلَّٓا اِنَّهُمْ عَنْ رَبِّهِمْ يَوْمَئِذٍ لَمَحْجُوبُونَؕ ﴿15﴾ ثُمَّ اِنَّهُمْ لَصَالُوا الْجَحٖيمِؕ ﴿16﴾ ثُمَّ يُقَالُ هٰذَا الَّذٖي كُنْتُمْ بِهٖ تُكَذِّبُونَؕ ﴿17﴾ كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْاَبْرَارِ لَفٖي عِلِّيّٖينَؕ ﴿18﴾ وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا عِلِّيُّونَؕ ﴿19﴾ كِتَابٌ مَرْقُومٌۙ ﴿20﴾ يَشْهَدُهُ الْمُقَرَّبُونَؕ ﴿21﴾ اِنَّ الْاَبْرَارَ لَفٖي نَعٖيمٍۙ ﴿22﴾ عَلَى الْاَرَٓائِكِ يَنْظُرُونَۙ ﴿23﴾ تَعْرِفُ فٖي وُجُوهِهِمْ نَضْرَةَ النَّعٖيمِۚ ﴿24﴾ يُسْقَوْنَ مِنْ رَحٖيقٍ مَخْتُومٍۙ ﴿25﴾ خِتَامُهُ مِسْكٌؕ وَفٖي ذٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَؕ ﴿26﴾ وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْنٖيمٍۙ ﴿27﴾ عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَؕ ﴿28﴾ اِنَّ الَّذٖينَ اَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا يَضْحَكُونَؗ ﴿29﴾ وَاِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَؗ ﴿30﴾ وَاِذَا انْقَلَبُٓوا اِلٰٓى اَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِهٖينَؗ ﴿31﴾ وَاِذَا رَاَوْهُمْ قَالُٓوا اِنَّ هٰٓؤُلَٓاءِ لَضَٓالُّونَۙ ﴿32﴾ وَمَٓا اُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظٖينَؕ ﴿33﴾ فَالْيَوْمَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَۙ ﴿34﴾ عَلَى الْاَرَٓائِكِ يَنْظُرُونَؕ ﴿35﴾ هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ ﴿36﴾