71- NUH SURESİNİN KISA TEFSİRİ

NUH SURESİNİN ANLAMI



"En bağışlayıcı ve en merhametli olan Allah'ın adıyla,"

Ayet: 1
Geçmişte Biz Nuh'u kendi toplumuna elçimiz olarak gönderdik ve ona: "Toplumunu -onlara şiddetli bir ceza gelmeden önce- uyar." dedik.
Ayet: 2-4
Nuh onlara: "Ey toplumum, ben Allah'ın size gönderdiği apaçık bir uyarıcıyım. Yalnız Allah'a ibadet edin, Onun emirlerine duyarlıca sorumlu davranıp yasaklarından sakının ve Onun elçisi olarak bana uyun. (Eğer İslam'a uyarsanız,) Allah günahlarınızı bağışlar ve sizi (bu dünyada sınamak için) belli bir süreye (ölüm vaktine) kadar erteler. Doğrusu Allah'ın (yazdığı) ecel / ölüm vakti geldiğinde, o süre ertelenmemek üzere biter. Keşke gerçekleri bir anlasaydınız." dedi.
Ayet: 5-24
Nuh: "Ey Rabb'im, ben toplumumu gece-gündüz daima İslam'a davet ettim. Ama benim davetim onların İslam'dan uzaklaşmalarını artırdı. Doğrusu ben onları Senin bağışlamana her davet ettiğimde, onlar (gerçeklere karşı) kulaklarını tıkayıp gözlerini örttüler ve İslam'ı ısrarla inkar edip büyüklük tasladılar. (Ey Rabb'im,) ben onları açıkça İslam'a davet ettim ve onlara İslam'ı genelde ve özelde (defalarca) duyurdum. (Ey Rabb'im,) ayrıca ben onlara: "(Ey toplumum, hatadan dönüp / tövbe edip) Rabb'inizden bağışlanma dileyin. Şüphesiz ki O, her zaman çok bağışlayandır. (Eğer İslam'a inanırsanız,) Allah size gökten bereketli yağmurlar gönderir ve size servetler, çocuklar, bahçeler ve ırmaklar lütfeder. Niçin Allah'a saygı göstermiyorsunuz ki! Doğrusu Allah sizi bir halden başka bir hale geçirerek yaratmıştır. Oysa siz Allah'ın yedi kat göğü birbirleriyle ne kadar uyumlu yarattığını da biliyorsunuz. Doğrusu Allah göklerde Ay'ı bir ışık, Güneş'i ise bir ışık kaynağı yapmıştır. Şunu iyi bilin ki, Allah sizi / insanları -bitkileri topraktan bitirdiği gibi- topraktan yarattı; (öldüğünüzde) sizi ona geri döndürecektir ve (ahirette) sizi çıkarıp diriltecektir. Ayrıca yollarından rahatça gidebilmeniz için yeryüzünde size düzlükler var eden Allah'tır.' dedim. Ama ey Rabb'im, onlar bana karşı çıktılar ve servetleri ve çocukları (ahirette) kendilerine ancak zarar verecek olan (inkarcı) kimselere uydular. Onlar bana büyük tuzaklar kurdular ve (kendi çevrelerine,) 'Sakın (sahte) ilahlarınızı bırakmayın! Sakın Vedd, Suva, Yeğus, Yeuk ve Nesr adlı (sahte) ilahları / putları bırakmayın!' dediler. Doğrusu o putlar / sahte ilahlar birçok insanı dosdoğru yoldan / İslam'dan / doğruluktan saptırdılar. (Ey Rabb'im,) artık (Senden şunu diliyorum:) Haksızlıkta / zulümde ısrar eden bu zalimlerin sapkınlığını (ve onların cezasını) artır." dedi.
Ayet: 25
Onlar günahları yüzünden (tufanda) suda boğuldular. Ahirette ise onlar cehennem ateşine sokulacaktır ve kendilerine Allah'tan başka hiçbir yardımcı bulamayacaktır.
Ayet: 26-28
Nuh: "Ey Rabb'im, İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlerden hiçbirini yeryüzünde bırakma. Çünkü eğer onları bırakırsan, onlar Senin kullarını dosdoğru yoldan / İslam'dan / doğruluktan saptırmaya çalışacaklar ve ancak (kendileri gibi) İslam'ı ısrarla inkar eden ve günahta ısrar eden çocuklar doğurup (çoğalacaklar.) Ey Rabb'im, beni, annemi-babamı ve evime giren erkek-kadın tüm İslam'a inananları bağışla. Diğer yandan haksızlıkta / zulümde ısrar eden zalimlerin ise yok oluşlarını artır." dedi.

سورة نوح

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

اِنَّٓا اَرْسَلْنَا نُوحًا اِلٰى قَوْمِهٖٓ اَنْ اَنْذِرْ قَوْمَكَ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ ﴿1﴾ قَالَ يَا قَوْمِ اِنّٖي لَكُمْ نَذٖيرٌ مُبٖينٌۙ ﴿2﴾ اَنِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاتَّقُوهُ وَاَطٖيعُونِۙ ﴿3﴾ يَغْفِرْ لَكُمْ مِنْ ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرْكُمْ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّىؕ اِنَّ اَجَلَ اللّٰهِ اِذَا جَٓاءَ لَا يُؤَخَّرُۢ لَوْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ ﴿4﴾ قَالَ رَبِّ اِنّٖي دَعَوْتُ قَوْمٖي لَيْلًا وَنَهَارًاۙ ﴿5﴾ فَلَمْ يَزِدْهُمْ دُعَٓاءٖٓي اِلَّا فِرَارًا ﴿6﴾ وَاِنّٖي كُلَّمَا دَعَوْتُهُمْ لِتَغْفِرَ لَهُمْ جَعَلُٓوا اَصَابِعَهُمْ فٖٓي اٰذَانِهِمْ وَاسْتَغْشَوْا ثِيَابَهُمْ وَاَصَرُّوا وَاسْتَكْبَرُوا اسْتِكْبَارًاۚ ﴿7﴾ ثُمَّ اِنّٖي دَعَوْتُهُمْ جِهَارًاۙ ﴿8﴾ ثُمَّ اِنّٖٓي اَعْلَنْتُ لَهُمْ وَاَسْرَرْتُ لَهُمْ اِسْرَارًاۙ ﴿9﴾ فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ اِنَّهُ كَانَ غَفَّارًاۙ ﴿10﴾ يُرْسِلِ السَّمَٓاءَ عَلَيْكُمْ مِدْرَارًاۙ ﴿11﴾ وَيُمْدِدْكُمْ بِاَمْوَالٍ وَبَنٖينَ وَيَجْعَلْ لَكُمْ جَنَّاتٍ وَيَجْعَلْ لَكُمْ اَنْهَارًاؕ ﴿12﴾ مَا لَكُمْ لَا تَرْجُونَ لِلّٰهِ وَقَارًاۚ ﴿13﴾ وَقَدْ خَلَقَكُمْ اَطْوَارًا ﴿14﴾ اَلَمْ تَرَوْا كَيْفَ خَلَقَ اللّٰهُ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ طِبَاقًاۙ ﴿15﴾ وَجَعَلَ الْقَمَرَ فٖيهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا ﴿16﴾ وَاللّٰهُ اَنْبَتَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ نَبَاتًاۙ ﴿17﴾ ثُمَّ يُعٖيدُكُمْ فٖيهَا وَيُخْرِجُكُمْ اِخْرَاجًا ﴿18﴾ وَاللّٰهُ جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ بِسَاطًاۙ ﴿19﴾ لِتَسْلُكُوا مِنْهَا سُبُلًا فِجَاجًا ﴿20﴾ قَالَ نُوحٌ رَبِّ اِنَّهُمْ عَصَوْنٖي وَاتَّبَعُوا مَنْ لَمْ يَزِدْهُ مَالُهُ وَوَلَدُهُٓ اِلَّا خَسَارًاۚ ﴿21﴾ وَمَكَرُوا مَكْرًا كُبَّارًاۚ ﴿22﴾ وَقَالُوا لَا تَذَرُنَّ اٰلِهَتَكُمْ وَلَا تَذَرُنَّ وَدًّا وَلَا سُوَاعًاۙ وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسْرًاۚ ﴿23﴾ وَقَدْ اَضَلُّوا كَثٖيرًاۚ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمٖينَ اِلَّا ضَلَالًا ﴿24﴾ مِمَّا خَطٖٓيـَٔاتِهِمْ اُغْرِقُوا فَاُدْخِلُوا نَارًا فَلَمْ يَجِدُوا لَهُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْصَارًا ﴿25﴾ وَقَالَ نُوحٌ رَبِّ لَا تَذَرْ عَلَى الْاَرْضِ مِنَ الْكَافِرٖينَ دَيَّارًا ﴿26﴾ اِنَّكَ اِنْ تَذَرْهُمْ يُضِلُّوا عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُٓوا اِلَّا فَاجِرًا كَفَّارًا ﴿27﴾ رَبِّ اغْفِرْ لٖي وَلِوَالِدَيَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِيَ مُؤْمِنًا وَلِلْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِؕ وَلَا تَزِدِ الظَّالِمٖينَ اِلَّا تَبَارًا ﴿28﴾