"En bağışlayıcı ve en merhametli olan Allah'ın adıyla,"
Ayet: 1-3
Kesinlikle gerçekleşecek olan olay. Kesinlikle gerçekleşecek olan olay nedir bilir misin? (O olay kıyamet günüdür.)
Ayet: 4-10
Geçmişte İslam'ı ısrarla inkar eden Semud ve Ad toplumları da büyük bir gürültüyle kopacak olan kıyamet gününü yalanladılar. Bu yüzden (Allah tarafından) Semud toplumu şiddetli bir depremle, Ad toplumu ise uğultuyla esen ve çok yıkıcı olan bir fırtınayla cezalandırılıp yok edildiler. Allah o fırtınayı Ad toplumunun üzerine sekiz gün ve yedi gece hiç kesilmeden estirdi. (Böylece onlar ölüp yere serildiler.) O vakit onlar -sanki yere yıkılmış- içi kof hurma kütükleri gibi görünüyorlardı. Artık onlardan geriye hiç kimse kalmadı. Doğrusu Firavunun toplumu da onlardan önceki inkarcılar da (günahları yüzünden) alt üst edilen nice beldeler de, hepsi aynı suçu işlediler: Onlar Rabb'lerinin gönderdiği elçilere isyan ettiler. Allah da onları şiddetli cezalara uğrattı.
Ayet: 11-18
Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, -geçmişte tufan meydana geldiğinde- Biz sizi (Nuh'un yaptığı) gemiyle taşıyıp (o afetten kurtardık; İslam'ı ısrarla inkar eden kafirleri ise suda boğarak cezalandırdık.) Böylece Biz size (gerçekleri) hatırlatmakta ve sizi bilinçlendirmekteyiz. Ama Sur borusuna bir defa üflendiğinde, yeryüzü ve dağlar yerinden oynayacaktır ve onlar bir vuruşla yıkılacaktır. O gün kesinlikle gerçekleşecek olan olay (yani kıyametin kopması) gerçekleşecektir. Kıyamet günü gök yarılacak ve düzeni bozulacaktır. O gün göğün her tarafında melekler olacaktır, onların üstündeki sekiz (büyük melek) ise Rabb'inin (gökleri ve yeri kuşatan) Arş'ını taşıyacaktır. İşte o gün hepiniz (tüm yaptıklarınızdan hesaba çekilmek için) Allah'ın huzuruna sunulacaksınız ve hiçbir şeyiniz gizli kalmayacaktır.
Ayet: 19-24
Kıyamet günü amel defteri sağ eline verilecek olan kimseler (sevinçle): "Haydi, amel defterimi okuyun. Zaten ben (dünyada) yaptıklarımdan (ahirette) hesaba çekileceğimi biliyordum." diyecektir. Onlar mutlu bir hayat yaşayacaktır; yüksek cennetlere girecektir ve aşağıya eğilen (cennet ağaçlarının) dallarından meyveler (yiyecektir.) Onlara: "(Dünyada) geçen günlerinizde yaptığınız (düzeltici / iyi işlerin) ödülü olarak (cennet nimetlerinden) afiyetle yiyin ve için." denilecektir.
Ayet: 25-37
Kıyamet günü amel defteri sol eline verilecek olan kimseler ise (üzüntüyle): "Keşke amel defterim bana hiç verilmeseydi. Keşke hesabımın ne olduğunu hiç bilmeseydim. Keşke ölüm her şeyi bitirseydi. (Ne yazık ki) servetim de beni (cezadan) kurtaramayacak. Tüm gücüm yok olup gitti." diyecektir. (O vakit şöyle bir ses duyulacaktır): "Onları tutun, kelepçeleyip cehennem ateşine atın. Sonra onları yetmiş kol uzunluğunda olan bir zincirle bağlayın. Çünkü onlar en büyük olan Allah'a (gerçekten) inanmazlar ve yoksulu doyurmaya teşvik etmezler. Ama onlar bugün burada dostsuz kalacak ve ancak -günahta ısrar eden kimselerin yediği- irinli / iğrenç yemekten yiyecektir."
Ayet: 38-42
Ey insanlar, gördüğünüz ve göremediğiniz her şeyi şahit tutarak yemin ederim ki, bu ilahi kitap / Kuran, değerli bir elçinin (size aktardığı ilahi) sözlerdir. Doğrusu bu ilahi kitap / Kuran bir şairin sözleri değil (Allah'ın sözleridir.) Ama siz gerçeklere / İslam'a / doğruluğa çok az inanıyorsunuz. Doğrusu bu ilahi kitap / Kuran bir kahinin sözleri değil (Allah'ın sözleridir.) Ama siz çok az düşünüp öğüt alıyorsunuz.
Ayet: 43-47
Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, bu ilahi kitap / Kuran tüm varlıkların Rabb'i (olan Allah) tarafından indirilmiştir. Şayet bu elçi kendi söylediği sözleri Bize iftira etseydi (ve bu ilahi kitaba / Kuran'a karıştırsaydı,) Biz onu güçlü bir şekilde cezalandırıp şah damarını keserdik. Hiçbiriniz de o cezaya engel olamazdınız.
Ayet: 48-52
Doğrusu bu ilahi kitap / Kuran Allah'ın emirlerine duyarlıca sorumlu davranan ve yasaklarından sakınan kimseler için ilahi bir hatırlatmadır. Şüphesiz ki Biz sizin aranızdan kimlerin gerçekleri / İslam'ı / doğruluğu yalanladığını biliyoruz. Ama bu yalanlama (ahirette) İslam'ı ısrarla inkar eden kafirler için bir pişmanlık acısı olacaktır. Doğrusu bu ilahi kitap / Kuran kesin bir gerçektir. Öyleyse ey elçi, daima en büyük olan Rabb'inin yüce adını anarak hareket et.