"En bağışlayıcı ve en merhametli olan Allah'ın adıyla,"
Ayet: 1
Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, kıyametin kopması yaklaştı. Şunu iyi bilin ki, (kıyamet koptuğunda) Ay yarılacaktır.
Ayet: 2-8
Ey elçi, putperest / müşrik Araplardan bazıları bir mucize görseler de gerçeklere / İslam'a / doğruluğa sırt çevirip: "Bu (önceden beri bazıları tarafından) sürdürülen bir sihirdir / aldatmacadır." derler. Çünkü onlar dosdoğru yolu / İslam'ı / doğruluğu yalanlayıp kötü arzularına uymaktadır. Ama (İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlere gelecek olan) her (ceza) emri için bir karar vakit vardır. Doğrusu Allah'ın bu elçiye indirdiği bu ilahi kitapta / Kuran'da insanlara onları (kötülüklerden) engelleyen haberler ve en doğru hükümler gelmiştir. Ama bazılarına uyarılar yarar sağlamaz ki! Öyleyse ey elçi, İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlerden yüz çevirip (diğer insanları İslam'a davet et.) Kıyamet günü de bir görevli İslam'ı ısrarla inkar eden kafirleri hoşlanmayacakları bir şeye (yani cehenneme) çağıracaktır. (O gün) herkes korku dolu gözlerle çekirge sürüsü gibi kabirlerinden çıkacak ve kendini çağıran görevliye doğru koşacaktır. (İşte o gün) İslam'ı ısrarla inkar eden kafirler: "Bu ne zor bir gün!" diyecektir.
Ayet: 9-17
Geçmişte putperest / müşrik Araplardan önce Nuh'un toplumu da gerçekleri / İslam'ı / doğruluğu ve kulumuzu (yani onlara elçi olarak gönderdiğimiz Nuh'u) yalanladı. Onlar Nuh'a: "(Ey Nuh, sen) aklını yitirmiş' / 'deli birisin." dediler ve (onun insanları İslam'a davetini) engellemeye çalıştılar. Sonra Nuh Rabb'ine: "Ey Rabb'im, ben yenildim; (lütfunla) bana yardım et!" diyerek dua etti. O vakit Biz göğün kapılarını açıp kuvvetli sağanak yağmurlar yağdırdık, yerden de sular fışkırttık. Böylece sular birleşip takdir edilen şeye (yani tufana) sebep oldu. Sonra Biz Nuh'u mıhlanmış tahtalardan yapılmış olan gemiye bindirip kurtardık. (İslam'ı ısrarla inkar eden toplumu tarafından) reddedilen Nuh'a bir ödül olarak lütfettiğimiz o gemi gözetimimiz altında yüzüyordu. Doğrusu Biz o gemiyi (insanlara) bir ibret olarak bıraktık. Peki, düşünüp öğüt alan var mı? Sonuçta uyarılarımı dikkate almayan kimseler cezamın ne şiddetli olduğunu gördüler. Doğrusu Biz bu ilahi kitabı / Kuran'ı insanlar (anlasınlar ve) öğüt alsınlar diye kolaylaştırdık. Peki, düşünüp öğüt alan var mı?
Ayet: 18-22
Geçmişte Ad toplumu da uyarılarımı yalanladı. Sonuçta uyarılarımı dikkate almayan kimseler cezamın ne şiddetli olduğunu gördüler. Çünkü Biz felaketlerle dolu günlerde Ad toplumun üzerine -onları sanki kökünden sökülmüş hurma ağaçları gibi yere seren- uğultuyla esen bir fırtına gönderdik. Sonuçta uyarılarımı dikkate almayan kimseler cezamın ne şiddetli olduğunu gördüler. Doğrusu Biz bu ilahi kitabı / Kuran'ı insanlar (anlasınlar ve) öğüt alsınlar diye kolaylaştırdık. Peki, düşünüp öğüt alan var mı?
Ayet: 23-32
Geçmişte Semud toplumu da uyarılarımı yalanladı. Onlar (kendilerine gelen Allah'ın elçisi / Salih hakkında): "Aramızdan bir insana mı uyacağız? (Olamaz! Eğer biz bir insana uyarsak,) o takdirde bir sapkınlığın ve bir deliliğin içinde oluruz. İlahi öğüt aramızdan (bula bula) Salih'e mi indirilmiş? Ama o, küstah bir yalancıdır." dediler. (O vakit Biz Salih'e): "Yarın onlar kimin küstah bir yalancı olduğunu anlayacaktır. Biz onları sınamak için dişi bir deve göndereceğiz. (Ey Salih,) sen onları gözleyip takip et, sabırla dayanışarak hareket et ve onlara, '(Bundan sonra) içme suyu, o dişi deveyle onların arasında paylaşılacaktır. Herkes (su içme sırası geldiğinde) suyun başında hazır bulunsun.' diye bildir." dedik. Ama onlar (en azgın) arkadaşlarını çağırdılar. Böylece o, (geldi,) bıçağını çekti ve o dişi deveyi kesip öldürdü. Sonuçta uyarılarımı dikkate almayan kimseler cezamın ne şiddetli olduğunu gördüler. Biz onları üzerlerine sadece bir ceza haykırışı gönderip yok ettik. Sonuçta çerçöp gibi yere serildiler. Doğrusu Biz bu ilahi kitabı / Kuran'ı insanlar (anlasınlar ve) öğüt alsınlar diye kolaylaştırdık. Peki, düşünüp öğüt alan var mı?
Ayet: 33-40
Geçmişte Lut'un toplumu da uyarılarımı yalanladı. Biz de Lut'un toplumunun üzerine taş yağdırdık. Ama Biz lütfumuzla Lut'un ailesini / onun beraberinde olanları (yani İslam'a inananları) sabahın erken vaktinde gelen o cezadan kurtardık. Bu böyledir. Biz şükredenleri ödüllendiririz. Lut onları şiddetli cezamız hakkında uyardı; ama onlar o uyarıdan şüphe edip inanmadılar. Doğrusu onlar Lut'un misafirlerine (ele geçirmek) istediler. Ama Biz onların gözlerini kör ettik ve onlara: "Artık sizi uyardığım cezayı çekin." dedik. Böylece onlar sabah erkenden (üzerlerine çöküp) kalan bir cezaya uğradılar. Biz onlara: "Artık sizi uyardığım cezayı çekin." dedik. Doğrusu Biz bu ilahi kitabı / Kuran'ı insanlar (anlasınlar ve) öğüt alsınlar diye kolaylaştırdık. Peki, düşünüp öğüt alan var mı?
Ayet: 41-43
Geçmişte Firavuna ve onun beraberinde olanlara da uyarılarım geldi. Ama onlar bildirdiğimiz tüm gerçekleri yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü cezalandırmamızla cezalandırdık. Ey putperest / müşrik Araplar, şunu iyi bilin ki, sizin İslam'ı ısrarla inkar etmenizin önceki inkarcıların inkarlarından hiçbir farkı yoktur. (Öyleyse siz de Allah'ın cezasına uğrayacaksınız.) Doğrusu Allah'ın gönderdiği kitaplarda size bir dokunulmazlık yoktur.
Ayet: 44-46
(Putperest / müşrik Araplar): "Doğrusu biz birbirine yardım eden (yenilmez) bir topluluğuz.' diyorlar. (Ey elçi, herkes şunu iyi bilsin ki,) "o topluluk" (yakında) yenilecektir ve arkalarını dönüp (kaçacaktır.) Doğrusu kıyametin kopması (İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlerin hepsinin cehennemde buluşacağı) buluşma vaktidir. Doğrusu kıyametin kopması çok şiddetli ve çok acı olacaktır.
Ayet: 47-48
Doğrusu günahta ısrar eden suçlular bir sapkınlığın ve bir deliliğin içindedir. Ama kıyamet günü yüzüstü bir şekilde cehennem ateşine sürüklenip atıldıklarında, onlara: "Haydi, cehennem ateşinin yakışını tadın." denilecektir.
Ayet: 49-50
(Ey elçi, herkes şunu iyi bilsin ki,) Biz her şeyi belli bir ölçüde yarattık ve emirlerimiz -göz açıp kapar gibi- hemen gerçekleşir.
Ayet: 51-52
Ey putperest / müşrik Araplar, şunu iyi bilin ki, (geçmişte) Biz sizin gibi nicelerini cezalandırıp yok ettik. Peki, düşünüp öğüt alan var mı? Doğrusu geçmiş toplumların yaptığı küçük-büyük her günah ilahi kitaplarda yazılıdır.
Ayet: 53-55
Allah'ın emirlerine duyarlıca sorumlu davranan ve yasaklarından sakınan kimseler ise ahirette cennet bahçelerinde ve ırmaklarında bulunacaktır. (O gün) onlar en güçlü hükümdar (olan Allah'ın) huzurunda doğruluk koltuğuna oturacaktır.