"En bağışlayıcı ve en merhametli olan Allah'ın adıyla,"
Ayet: 1-3
Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, Allah, İslam'ı ısrarla inkar eden ve Onun dosdoğru yolundan / İslam'dan / doğruluktan alıkoyan kimselerin tüm yaptıklarını (ahirette) boşa çıkaracaktır; İslam'a inanan, düzeltici / iyi işler yapan ve Rabb'lerinden (bu elçiye,) Muhammed'e, indirilen -gerçekleri ifade eden- bu ilahi kitaba / Kuran'a inanan kimseleri ise (cennet nimetleriyle ödüllendirecektir.) Ayrıca Allah onların tüm kötülüklerini örtüp durumlarını düzeltecektir. Çünkü İslam'ı ısrarla inkar eden kafirler batıl inançlara (hurafelere) uyarlarken, İslam'a inananlar Rabb'lerinin gönderdiği gerçeklere / doğrulara uymaktadır. Bu böyledir. Allah insanlara ahiretteki durumlarını örnek verir.
Ayet: 4-6
Ey İslam'a inananlar, İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlerle (savaş cephesinde) karşılaştığınızda onları yeninceye kadar boyunlarına vurun ve (onlardan teslim olanları) bağlayıp (esir alın.) Daha sonra o esirleri ya iyilikle karşılıksız olarak ya da bir bedel (savaş tazminatı) alarak serbest bırakabilirsiniz. Bu (savaş hukuku) savaş bitene kadar geçerlidir. Çünkü (savaşta ancak savaş hukuku uygulanır.) Şayet Allah dileseydi, (sizden savaşmanızı istemeden, sizin karşınızda savaşanları (bir anda hiç beklemedikleri bir yerden) yenik düşürebilirdi; ama Allah sizi birbirlerinizle sınamak ister. Doğrusu Allah, dosdoğru yolu / İslam için öldürülen kimselerin (yani şehitlerin) tüm yaptıklarını boşa çıkarmayacak (ve onları fazlasıyla ödüllendirecektir.) Herkes şunu iyi bilsin ki, Allah İslam'a inananları dosdoğru yola / İslam'a / doğruluğa yöneltecek, onların durumlarını düzeltecek ve onları (bu ilahi kitapta / Kuran'da) bildirdiği cennete sokacaktır.
Ayet: 7-9
Ey İslam'a inananlar, şunu iyi bilin ki, eğer siz (İslam için) Allah'a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlamlaştırır / kararlılığınızı artırır. İslam'ı ısrarla inkar eden kafirler ise (ahirette) bir yıkıma uğramaya mahkumdur. Sonuçta Allah onların tüm yaptıklarını boşa çıkaracaktır. Çünkü onlar Allah'ın indirdiği bu ilahi kitaptan / Kuran'dan hoşlanmayıp (onu inkar ettiler.) Bu yüzden Allah onların tüm yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
Ayet: 10-12
Doğrusu putperest / müşrik Araplar yeryüzünde gezip önceki inkarcıların sonunun çok kötü olduğunu gördüler; (ama Allah'ın bir gün onları da cezalandıracağını anlamadılar.) Doğrusu Allah önceki inkarcıları yıkıp yok etti. Öyleyse İslam'ı inkar eden putperest / müşrik Arapları da benzer bir son bekliyor. Çünkü Allah İslam'a inananların gerçek dostudur. Ama İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlerin hiçbir gerçek dostu yoktur. Ahirette Allah, İslam'a inanıp düzeltici / iyi işler yapan kimseleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. İslam'ı ısrarla inkar eden kafirler ise -bu dünyanın nimetlerinden biraz yararlanıp hayvanlar gibi yeseler de- (ahirette cehennem ateşine girecektir.) Doğrusu onlar için en uygun ceza cehennem ateşidir.
Ayet: 13
Ey elçi, Biz seni (öz yurdundan / Mekke'den) çıkaran putperest / müşrik Araplardan daha güçlü (nice) inkarcıları cezalandırıp yok ettik. Sonuçta İslam'ı ısrarla inkar eden kafirler ahirette yardımcısız / çaresiz kalacaktır.
Ayet: 14
Doğrusu Rabb'lerinden gelen apaçık bir kanıta (yani bu ilahi kitaba / Kuran'a) dayanan kimselerle yaptıkları kötülükler kendilerine süslü görünen ve kötü arzularına uyan kimseler ahirette bir olmayacaktır.
Ayet: 15
Herkes şunu iyi bilsin ki, Allah'ın emirlerine duyarlıca sorumlu davranan ve yasaklarından sakınan kimselere söz verilen cennetin örneği şöyledir: Orada dupduru akan su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere sarhoşuk değil lezzet veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları vardır. Ayrıca cennete giren kimselere her çeşit meyve ve (en önemli nimet olan) Rabb'lerinin bağışlaması vardır. Doğrusu böyle cennet nimetlerinin içinde olan kimselerle cehennem ateşinde sonsuza kadar kalacak ve -kaynar sıcak sulardan içirildiğinde- bağırsakları parçalanacak olan kimseler bir olmayacaktır.
Ayet: 16-17
Ey elçi, senin İslam'a davetini dinleyenlerin arasında bulunan münafıklar / ikiyüzlüler senin yanından ayrıldıktan sonra kendi aralarında toplanıp daha bilgili olanlarına (bu elçi hakkında): "Şimdi bu adam ne dedi ki? (Bu adamın amacı nedir?" diyorlar. İşte onlar kalpleri Allah tarafından damgalanan ve kötü arzularına uyan kimselerdir. Diğer yandan Allah dosdoğru yola / İslam'a / doğruluğa yönelen kimselerin ise doğruluğunu artıracaktır. Böylece Allah onlara emirlerine duyarlıca sorumlu davranıp yasaklarından sakınma bilinci verecektir.
Ayet: 18-19
Doğrusu bazı insanlar kıyametin bir anda ve hiç beklemedikleri bir yerden kopacağını anlamıyorlar. Doğrusu kıyametin kopmasının tüm şartları (şimdiden) gelmiş bulunuyor. Ama kıyametin kopması onlara geldiğinde, öğüt alma (ve tövbe etme) vakti çoktan geçmiş olacaktır. Öyleyse ey insanlar, şunu iyi bilin ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Artık Ondan hem kendi günahlarınızı hem de erkek-kadın tüm İslam'a inananları bağışlanmasını dileyin. Şüphesiz ki Allah sizin dolaştığınız yeri de varacağınız yeri de bilir.
Ayet: 20-24
İslam'a inananlardan bazıları: "Keşke (bize savaşmamızı emreden) bir sure indirilseydi." diyorlardı. Ama ey elçi, (onlara) savaşı emreden ve savaşla ilgili konulardan bahseden bir sure indirildiğinde, sen kalplerinde (manevi) bir hastalık (yani kişilik bozukluğu) olan münafıkların / ikiyüzlülerin sana -sanki ölüm baygınlığına girmiş gibi- baktıklarını gördün. Doğrusu Allah'ın bir emri kesinleştiğinde, İslam'a inananlar o emre uymalı ve hakkaniyetli konuşmalıdır. Şayet onlar Allah'a verdikleri söze bağlı kalsalardı, bu kendileri için daha iyi olurdu. Ama (ey münafıklar / ikiyüzlüler,) ne yazık ki siz yeryüzünde bozgunculuk etmek ve akrabalık bağlarınızı kesmek için gerçeklerden / İslam'dan / doğruluktan yüz çevirmektesiniz. Çünkü münafıklar / ikiyüzlüler Allah'ın lanetlediği ve (günahta ısrar etmeleri yüzünden gerçeklere karşı) kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimselerdir. Aslında onların bu ilahi kitabı / Kuran'ı düşünüp gereğini yapmaları gerekirdi. Doğrusu onların kalplerinin üzerinde (gerçeklere karşı) kilitler vardır.
Ayet: 25-28
Herkes şunu iyi bilsin ki, dosdoğru yol / İslam / doğruluk onlara belli olduktan sonra doğruluğa sırt çeviren münafıklar / ikiyüzlüler (ahirette cezaya uğrayacaktır.) Doğrusu şeytan onları (kötü bir şeye) yöneltmiş ve onlara boş umutlar vermiştir. Bu yüzden o münafıklar / ikiyüzlüler Allah'ın indirdiği bu ilahi kitaptan / Kuran'dan hoşlanmayan (putperest / müşrik Araplara): "Bazı konularda (işbirliği yapıp) size uyacağız." dediler. Ama Allah onların tüm sırlarını bilir. Böylece (ölüm) melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken, onların sonu çok kötü olacaktır. Çünkü onlar Allah'ı öfkelendiren şeylere uymuş ve Onun rızasından hoşlanmamıştır; Allah da onların tüm yaptıklarını boşa çıkarmıştır.
Ayet: 29-30
Kalplerinde (manevi) bir hastalık (yani kişilik bozukluğu) olan o münafıklar / ikiyüzlüler, Allah'ın onların içlerindeki kini ortaya çıkarmayacağını sanmasınlar. Ey elçi, şayet Biz dileseydik, sana o münafıkları / ikiyüzlüleri gösterirdik. O takdirde sen onları yüzlerinden tanırdın. Ey elçi, (Biz o münafıkları / ikiyüzlüleri sana bildirmedik; ama sen onları sözlerindeki yalandan tanıyabilirsin. Şüphesiz ki Allah tüm yaptıklarınızı bilir.
Ayet: 31-32
Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, Biz sizin aranızdan İslam için mücadele (cihat) eden ve (zorluklara karşı) sabırla dayanışarak hareket eden kimseleri (ortaya çıkarana kadar) sınayacağız. Ayrıca Biz sizin sözlerinizle davranışlarınızı sınayacağız. Doğrusu İslam'ı ısrarla inkar eden, Allah'ın dosdoğru yolundan / İslam'dan / doğruluktan alıkoyan ve dosdoğru yol / İslam / doğruluk onlara belli olduktan sonra bu elçiye düşmanlık eden kimseler Allah'a hiçbir zarar veremezler. Sonuçta Allah onların tüm yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
Ayet: 33-34
Ey İslam'a inananlar, Allah'a ve elçisine uyun. Sakın yaptıklarınızı boşa çıkarmayın. Doğrusu Allah İslam'ı ısrarla inkar eden, Onun dosdoğru yolundan / İslam'dan / doğruluktan alıkoyan ve inkarcı olarak ölen kimseleri asla bağışlamaz.
Ayet: 35
Ey İslam'a inananlar, sakın (düşmana karşı) bir gevşeklik göstermeyin ve siz daha üstünken (savaşta ısrar edenleri) barışa çağırmayın. Şunu iyi bilin ki, Allah sizinle beraberdir ve yaptıklarınızı boşa çıkarmaz.
Ayet: 36-37
(Bazılarına göre) bu dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlencedir. Ama (ey insanlar, şunu iyi bilin ki,) eğer İslam'a inanırsanız ve Allah'ın emirlerine duyarlıca sorumlu davranıp yasaklarından sakınırsanız, (ahirette) Allah size tüm yaptıklarınızın karşılığını (cennet nimetleri olarak) verecektir. Doğrusu Allah sizden tüm servetinizi değil (ancak sorumlu davranmanızı) ister. Çünkü (Allah bilir ki) eğer O, sizden tüm servetinizi isterse ve sizi zorlarsa, siz cimrilik edersiniz ve bu durum içinizde bir kin ortaya çıkarır.
Ayet: 38
Ey İslam'a inananlar, siz Allah'ın dosdoğru yolu / İslam için harcama / yardım yapmaya çağrılan kimselersiniz. Ama sizin aranızdan bazıları cimrilik ediyorlar. Doğrusu cimrilik edip (zekat sorumluluğunu yerine getirmeyen) kimseler (başkasına değil) ancak kendilerine karşı cimrilik ediyorlar. Şüphesiz ki Allah en zengindir / hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, siz fakirsiniz (ve Allah'a muhtaçsınız.) Şunu da iyi bilin ki, eğer siz gerçeklerden / İslam'dan / doğruluktan yüz çevirirseniz, Allah (isterse) sizi (yok edip) yerinize sizin gibi (kötü) davranmayan başka insanları getirebilir.