"En bağışlayıcı ve en merhametli olan Allah'ın adıyla,"
Ayet: 1
Ey elçi, bazı münafıklar / ikiyüzlüler sana geldiğinde: "Şahitlik ederiz ki, sen Allah'ın elçisisin." dediler; (ama onlar samimi değiller.) Doğrusu Allah senin Onun elçisi olduğuna ve o münafıkların / ikiyüzlülerin yalan söylediğine şahitlik eder.
Ayet: 2-3
Doğrusu münafıklar / ikiyüzlüler (yalandan) ettikleri yeminleri kalkan yapıp (İslam'a inananların arasında gizlenmekte ve) Allah'ın dosdoğru yolundan / İslam'dan / doğruluktan alıkoymaya çalışmaktadır. Çünkü onlar kötü şeyler yapan kimselerdir. Çünkü onlar, 'İslam'a inandık' dedikten sonra İslam'ı ısrarla inkar etmektedir. Bu yüzden onların kalpleri damgalanmıştır. Çünkü onlar gerçekleri anlamak istemeyen kimselerdir.
Ayet: 4
Ey elçi, bazı münafıkların / ikiyüzlülerin dış görünüşlerini beğenebilir ve söylediklerini dinleyebilirsin; ama (aslında) onlar dik konulmuş kütükler gibidir. (Çünkü onlar insanlıktan yoksundur.) Onlar her haykırışı kendi aleyhlerine sanacak (kadar korkaktır.) Doğrusu onlar (gizli) düşmanlardır. Öyleyse ey elçi, onlar hakkında dikkatli ol. Doğrusu Allah onları (ahirette) kahredecektir. (Baksana,) bazıları gerçeklerden / İslam'dan / doğruluktan ne kolay saptırılıyorlar!
Ayet: 5-7
Ey elçi, o münafıklara / ikiyüzlülere: "Haydi, gelin, (hatadan dönüp / tövbe edip İslam'a inanın ki,) Allah'ın elçisi de sizin bağışlanmanızı dilesin." denildiğinde, onların büyüklük taslayıp başlarını çevirerek (İslam'dan) uzaklaştığını görürsün. Ey elçi, sen (Allah'tan) onları bağışlamasını dilesen de, dilemesen de fark etmez; Allah o münafıkları / ikiyüzlüleri asla bağışlamaz. Doğrusu Allah günahta ısrar eden fasıkları dosdoğru yola / İslam'a / doğruluğa yöneltmez. Onlar (kendi aralarında) 'Allah'ın elçisinin yanında olanlara (yani İslam'a inananlara) harcama / yardım yapmayın ki, dağılıp gitsinler' diyen kimselerdir. Doğrusu göklerin ve yerin tüm hazineleri Allah'a aittir. Ama münafıklar / ikiyüzlüler gerçekleri anlamak istemezler.
Ayet: 8
(Bir savaştan dönerken) o münafıklardan / ikiyüzlülerden bazıları (Mekke'den Medine'ye hicret eden Muhacirlerden bazılarına): "Medine'ye dönersek, üstün olanlar alçak durumda olanları oradan çıkaracaktır. (Yani biz sizi Medine'den çıkaracağız.)" diyorlardı. Doğrusu üstünlük (onlara değil) Allah'a, elçisine ve İslam'a inananlara aittir. Ama münafıklar / ikiyüzlüler gerçekleri bilmek istemezler.
Ayet: 9-11
Ey İslam'a inananlar, ne servetleriniz ne de çocuklarınız (yani hiçbir şey) sizi oyalayıp Allah'ın ilahi öğüdünden / Kuran'dan alıkoymasın. Doğrusu (sizden) böyle yapan kimseler (ahirette) zarara uğrayıp kaybedecektir. Öyleyse ölmeden önce, size verdiğimiz nimetlerden (İslam için) harcama / yardım yapın. Çünkü (her biriniz kendisine) ölüm geldiğinde: "Ey Rabb'im keşke bana biraz daha süre verseydin de, (ihtiyaç sahiplerine daha fazla) sadaka verseydim / yardım yapsaydım ve iyi işler yapan kimselerden olsaydım." diyecektir. Ama herkes şunu iyi bilsin ki, Allah ecel / ölüm vakti gelen bir kimseyi asla (daha sonraya) ertelemez. Şüphesiz ki Allah tüm yaptıklarınızdan haberdardır / ahirette sizi hesaba çekecektir.