"En bağışlayıcı ve en merhametli olan Allah'ın adıyla,"
Ayet: 1-2
ELİF-LAM-MİM ( Dikkat! ) Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, -içinde hiçbir şüphe olmayan- bu ilahi kitap / Kuran tüm varlıkların Rabb'i (olan Allah) tarafından indirilmiştir.
Ayet: 3
Ey elçi, bazıları sana (iftira edip): "Bu Kuran'ı uydurdu." diyorlar. Doğrusu bu ilahi kitap / Kuran senden önce kendilerine (uzun bir süre) bir uyarıcı (elçi) gelmemiş olan insanları uyarman için Rabb'inin gelen gerçeklerdir / doğrulardır. Umulur ki insanlar dosdoğru yola / İslam'a / doğruluğa yönelirler.
Ayet: 4
Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, Allah gökleri, yeri ve arasındakileri (yani her şeyi) altı evrede yaratandır ve (onları kuşatan) Arş'a hükmedendir. Şunu da iyi bilin ki, sizin Allah'tan başka gerçek bir dostunuz veya bir destekçiniz / şefaatçiniz yoktur. Artık gerçekleri düşünüp öğüt almanız gerekir!
Ayet: 5-6
Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, Allah -gökten yere kadar- her şeyi en uygun düzene koyandır. Sonra (her iş) sizin hesabınıza göre bin yıl süren bir günde Ona yükselir. İşte Allah budur. O, görülen-görülmeyen her şeyi en iyi bilendir, en üstündür ve en merhametlidir.
Ayet: 7-9
Allah yarattığı her şeyi en güzel bir şekilde yaratmıştır. Allah insanı yaratmaya çamurdan başlamıştır, sonra da insanın soyunu aşağı (görülen) bir suyun özünden sürdürmüştür. Böylece Allah insanı düzenlemiştir ve ona ruhundan üfleyip can vermiştir. Ey insanlar, şunu iyi bilin ki, size (sahip olduğunuz) kulakları, gözleri ve gönülleri veren Allah'tır. Ama siz Allah'a çok az şükrediyorsunuz.
Ayet: 10-11
Ama İslam'ı inkar eden putperest / müşrik Araplardan bazıları (alay ederek): "(Ölüp) toprakta kaybolduktan sonra (güya ahirette) yeni bir yaratılışla diriltilecekmişiz(!)" dediler. Doğrusu onlar ahirette Rabb'leriyle buluşup (tüm yaptıklarından hesaba çekileceklerini) inkar ediyorlar. Ey elçi, onlara de ki: "Şunu iyi bilin ki, (bir gün) sizi öldürmekle görevli olan ölüm meleği (gelip) sizi vefat ettirecektir. Sonuçta hepiniz ahirette Rabb'inizin huzuruna döndürülüp (tüm yaptıklarınızdan hesaba çekileceksiniz.)"
Ayet: 12
Ey elçi, günahta ısrar eden suçluları ahirette Rabb'lerinin huzurunda başlarını öne eğip: "Ey Rabb'imiz, (gerçekleri) görüp işittik. Şimdi bizi geri döndür ki, (dünyada) düzeltici / iyi işler yapalım. Artık biz de (ahireti / ahiretteki hesabı) kesin olarak biliyoruz." derlerken bir görseydin! (Ama o vakit iş iş işten geçmiş olacaktır.Asla! Dünyaya dönemezler.)
Ayet: 13
Şayet Biz dileseydik (zorlasaydık) herkesi dosdoğru yola / İslam'a / doğruluğa yöneltirdik. (Ama Biz insanları bu dünyada düşünce, inanç ve tercihlerinde özgür bırakıp karakterlerini sınarız.) Ama "Doğrusu Ben cinlerden ve insanlardan İslam'ı ısrarla inkar eden tüm kafirleri cehenneme dolduracağım." sözüm de (ahirette) gerçekleşecektir.
Ayet: 14-17
(Ahirette Allah İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlere): "Siz (dünyadayken) bu buluşma gününüzü unuttuğunuzdan (cezayı hak ettiniz.) Öyleyse cezanızı çekin! (Bugün de) Biz sizi (cehennemde) unutacağız. (Ey inkarcılar,) yaptığınız kötülükler / günahlar yüzünden sonsuza kadar içinde kalacağınız (cehennem) cezasını çekin." diyecektir. Herkes şunu iyi bilsin ki, bildirdiğimiz gerçeklere inananlar kendilerine o gerçeklerle öğüt verilince, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rabb'lerinin yüceliğini hamd ile anarak hareket ederler. Onlar korku ve umut içinde yataklarından kalkıp Rabb'lerine dua ederler ve kendilerine lütfettiğimiz nimetlerden (İslam için) harcama / yardım yaparlar. Öyleyse kim bilir (dünyada) yaptıkları iyi işlerin ödülü olarak (cennette) onları hangi saklı mutluluklar bekliyor?
Ayet: 18-22
Ey insanlar, söyleyin bakalım, İslam'a inanan bir kimseyle, günahta ısrar eden bir kimse bir olabilir mi? Hayır, onlar asla bir olamazlar. Herkes şunu iyi bilsin ki, İslam'a inanıp düzeltici / iyi işler yapan kimseler -(dünyada) yaptıkları iyi işlerin ödülü olarak- ahirette (sonsuza kadar) içinde kalacakları cennetlerde ağırlanıp ikram görecektir. Günahta ısrar eden fasıklar ise ahirette (sonsuza kadar) cehennem ateşinin içinde kalacaktır. Onlar -o ateşten her çıkmak istediğinde- oraya geri döndürülecektir ve onlara: "Yalanladığınız cehennem ateşi cezasını çekin." denilecektir. Ama Biz onları ahiretteki bu büyük cezadan (cehennem ateşinden) başka dünyada da bir cezaya uğratacağız. Umulur ki insanlar hatalarından dönerler. Doğrusu kendisine Rabb'isinin bildirdiği gerçeklerle öğüt verildiğinde, onlara sırt çeviren kimselerden daha zalimi yoktur. Doğrusu Biz günahta ısrar eden suçlulara hak ettikleri cezayı vereceğiz.
Ayet: 23-25
Geçmişte Biz Musa'ya ilahi bir kitap verdik. Artık (ahirette) Allah'ın huzurunda buluşup tüm yaptıklarından hesaba çekileceğinden hiçbir şüphen olmasın. Biz o ilahi kitabı İsrailoğullarına bir doğruluk rehberi yaptık. O vakit onlar bildirdiğimiz gerçekleri kesin olarak bilip (İslam için) sabırla dayanışarak hareket ettiklerinde, Biz onlardan bazılarını emrimizle insanları dosdoğru yola / İslam'a / doğruluğa yönelten önderler yaptık. Ama ey elçi, Rabb'in onların (İslam'dan) ayrılığa düştüğü konularda kıyamet günü hükmünü verecektir.
Ayet: 26
(Ne yazık ki) kendilerinden önce nice inkarcı nesilleri cezalandırıp yok etmemiz de, onların (harabe olmuş) evlerini gezip dolaşmaları da putperest / müşrik Arapları dosdoğru yola / İslam'a / doğruluğa yöneltmedi. İşte bunda bildirdiğimiz nice gerçekler vardır. Artık insanların gerçekleri dinlemesi gerekir!
Ayet: 27
(Ne yazık ki) putperest / müşrik Araplar (lütfumuzla) yağmuru susuzluktan kurumuş topraklara sürdüğümüzü ve onunla hem hayvanlarının hem de kendilerinin yiyeceği bitkileri çıkarıldığımızı anlamadılar. Artık insanların gerçekleri görmeleri gerekir!
Ayet: 28-29
(Putperest / müşrik Araplardan bazıları İslam'a inananlarla alay ederek): "Eğer doğruyu söylüyorsanız, (Allah'ın size bize karşı söz verdiği) fetih / zafer ne zaman gelecekmiş / niçin hemen gelmiyor?" diyorlar. Ey elçi, onlara de ki: "Doğrusu o fetih / zafer günü geldiğinde, İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlerin inançları onlara hiçbir yarar sağlamayacaktır ve onların cezaları ertelenmeden verilecektir."
Ayet: 30
Öyleyse ey elçi, İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlere (ve onların çirkin sözlerine) aldırış etmeden (diğer insanları İslam'a davet et.) Ey elçi, (Allah'ın takdirini) bekle. Doğrusu tüm insanlar da (Allah'ın takdirini) bekliyorlar.