"En bağışlayıcı ve en merhametli olan Allah'ın adıyla,"
Ayet: 1
Ey peygamber, Allah'ın sana helal kıldığı bir şeyi -hanımlarını hoşnut etmek için- kendine haram kılman doğru değildir. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır ve en merhametlidir.
Ayet: 2
Ey İslam'a inananlar, şunu iyi bilin ki, Allah size (hatalı) yeminlerinizi keffaretle çözmeyi helal kılmıştır. Şüphesiz ki Allah sizin (gerçek) dostunuzdur. Şüphesiz ki Allah her şeyi en iyi bilendir ve en doğru kararı verendir.
Ayet: 3-5
Bir vakit bu peygamber bazı hanımlarına özel bir konuda bir şey söyledi. Sonra onlardan biri o şeyi bir başkasına bildirdiğinde, Allah bunu peygamberine açıkladı. Daha sonra bu peygamber o hanımına (onun söylediklerinden) bazılarını anlattı, bazılarını ise anlatmak istemedi. O hanımı: "Bunu sana kim bildirdi?" dediğinde ise o: "Bunu bana her şeyi en iyi bilen ve her şeyden ayrıntısıyla haberdar olan Allah bildirdi." dedi. Ey peygamberin iki hanımı -kalpleriniz (biraz) hataya kaydığından- hatadan dönüp / tövbe edip Allah'a yönelirseniz, (Allah sizi affeder.) Ama bu peygambere karşı birbirinize arka çıkıp hatanızı sürdürürseniz, krşınızda onun dostu olarak Allah'ı, Cebrail'i, ve İslam'a inanıp düzeltici / iyi işler yapan kimseleri bulursunuz. Ayrıca melekler de ona destek verirler. Ey bu peygamberin hanımları, şunu iyi bilin ki, eğer bu peygamber sizi boşarsa, Rabb'i ona sizin yerinize sizden daha iyi olan, İslam'ı kabul eden, İslam'a gönülden inanan, Allah'a gönülden boyun eğen, (bir hata ettiğinde) hatadan dönüp / tövbe edip kendini düzelten, Allah'a ibadet eden ve (gerektiğinde İslam için) yolculuk eden -dul ya da hiç evlenmemiş- hanımlar verebilir.
Ayet: 6-7
Ey İslam'a inananlar, (Allah'ın emirlerine duyarlıca sorumlu davranıp yasaklarından sakınarak) kendinizi ve ailenizi -yakıtı insanlar ve taşlar olan- cehennem ateşinden koruyun. Şunu iyi bilin ki, cehennemde görevli olan melekler çok katı ve şiddetli davranırlar. Onlar Allah'ın kendilerine emrettiği hiçbir şeye karşı çıkmazlar ve kendilerine emredileni yaparlar. (Kıyamet günü melekler cehenneme giren kimselere): "Ey İslam'ı ısrarla inkar eden kafirler, bugün (bir bahane uydurup) özür dilemeye kalkışmayın. Çünkü siz (dünyada) yaptığınız kötülüklerin cezasını çekiyorsunuz." diyecektir.
Ayet: 8
Ey İslam'a inananlar, (bir hata ettiğinizde,) samimi bir şekilde hatadan dönüp / tövbe edip Allah'a yönelin. (Eğer böyle yaparsanız,) umulur ki Rabb'iniz sizin kötülüklerinizi örter ve (ahirette) sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Herkes şunu iyi bilsin ki, kıyamet günü Allah bu peygamberi ve onunla beraber İslam'a inananları üzmeyecektir ve onların ışıkları önlerini ve çevrelerini aydınlatacaktır. (O gün) onlar: "Ey Rabb'imiz, bizi bağışla ve ışığımızı yaygınlaştır. Şüphesiz ki Senin gücün her şeye yeter." diyecektir.
Ayet: 9
Ey peygamber, İslam'ı ısrarla inkar eden düşmanlara ve (onlara casusluk eden) münafıklara / ikiyüzlülere karşı mücadele (cihat) et ve onlara (caydırıcı bir şekilde) sert davran. Sonuçta onların ahiretteki sığınağı cehennem olacaktır. Doğrusu cehennem varılacak en kötü yerdir.
Ayet: 10-12
Allah İslam'ı ısrarla inkar eden kafirlere Nuh'un ve Lut'un (İslam'a inanmayan) hanımlarını örnek vermektedir. O kadınlar, düzeltici / iyi işler yapan iki kulumuzla evli olmalarına rağmen onların (İslam inancına) hainlik ettiler. O elçilerimiz de kendi karılarını Allah'ın cezasından kurtaramadılar. Sonuçta (ahirette) o iki kadına: "Haydi, diğer girenlerle beraber cehennem ateşine girin." denilecektir. Diğer yandan Allah İslam'a inananlara ise Firavunun (İslam'a inanan) hanımını örnek vermektedir. Çünkü o kadın: "Ey Rabb'im, (lütfunla) bana ahirette Senin huzurundaki (cennette) bir ev yap ve beni Firavundan, onun yaptığı kötülüklerden ve haksızlıkta / zulümde ısrar eden bu zalim toplumdan kurtar' dedi. Ayrıca Allah iffetini koruyan İmran'ın kızı Meryem'den de (size örnek vermektedir.) Biz Meryem'in içine ruhumuzdan (can) üfledik (ve onun oğlunu, yani İsa'yı bir mucize olarak babasız yarattık.) Çünkü Meryem Rabb'inin sözlerine ve ilahi kitaplarına inanan ve Ona boyun eğerek ibadet eden bir kadındı.